Futbol, Voleybol ve Türkiye Sporunda Şiddet

Günümüzde insan yaşamında önemli bir yere sahip olan ve geniş kitlelerce takip edilen spor, toplumun her kesiminden gördüğü bu ilgi ve destekle beraber, bazı toplumsal sorunların çıkmasının da nedeni olarak gösterilmektedir. Bunlar arasında; fanatizm, holiganizm, şiddet ve saldırganlık yer almaktadır.

Fanatizimle beraber, seyirciler normal yaşamlarının dışına çıkarak, farklı kimliklere bürünmekte ve spor müsabakalarını bu kimliklerle izlemekteler. Değişen bu kimliklerle beraber futbol müsabakaları, kişilik değişikliği ve çeşitli dış uyarıcıların etkisiyle tasvip edilmeyen birtakım olayların yaşandığı ortamlar haline gelmeye başlamıştır.

Sporda şiddet tüm dünyada ve ülkemizde yıllardır süregelen bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır.

Özellikle son zamanlarda yeşil sahalar ve voleybol sahalarında yaşanan şiddet olayları 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’un yenide düzenlenmesi gerektiği tartışmalarını da beraberinde getirdi.

Özellikle sportif açıdan ülkemizde yaşanan gerginlikler göz önüne alındığında, alınan önlemlerin, uygulanan cezaların yeterli olmadığı aşikar. 

Peki sporda şiddet ile nasıl mücadele edilebilir? Şimdiye kadar neler yapıldı? Hangi uygulamalar hayata geçirildi ya da bundan sonra neler yapılabilir?

Sporda şiddet ve düzensizlik yasası

Ülkemizde sporda şiddeti önlemek ve düzeni sağlamak amacıyla 2004 yılında 5149 sayılı Yasa çıkarılmıştır. Bu yasanın uygulanmasında yaşanılan aksaklıklar ve eksiklikler neticede olumlu sonuçlar getirmemiş, sporda şiddet ve düzensizlik bu yasanın yürürlükte olduğu dönemde de devam etmiştir. Bu yetersizlikle beraber 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun, yeniden yapılandırılarak yürürlüğe girmiştir.  

Bu kanunla müsabaka öncesi, esnasında ve sonrasında spor alanları ve çevresinde yaşanabilecek olumsuzlukların önlenmesi amaçlanmıştır ve bu doğrultuda kişilerin, kurum ve kuruluşların görev ve sorumlulukları ifade edilerek, sorumluluklar yerine getirilmediğinde uygulanacak cezai işlemler detaylı bir şekilde anlatılmıştır.

Bu kanun kapsamına giren suçlardan dolayı yargılama yapmaya Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ihtisas mahkemesi olarak görevlendireceği sulh veya asliye ceza mahkemeleri yetkili olup, idari para cezasına ve diğer idari yaptırımlara karar vermeye, Cumhuriyet savcısı yetkilidir.

Avrupa sözleşmesi

Avrupa Konseyi’nin “Spor Karşılaşmalarında Özellikle de Futbol Maçlarında Seyirci Şiddeti ve Kötü Davranışı Konusunda Avrupa Sözleşmesi” 25-09-1986 tarihinde Strazburg’da tüm Avrupa Konseyi Ülkelerince imzalanmış, bu sözleşmenin ülkemizce de imzalanması 3608 sayılı Kanun ile uygun bulunmuştur.

Sözleşmenin uygulanmasına yönelik 15-17 Kasım 2000 tarihinde ülkemiz ile yapılan istişari ziyaret raporunda futbol müsabakalarında şiddet eylemlerine yönelik büyük riskler olduğu ifade edilmiştir. 

Ve bu doğrultuda söz konusu raporda birtakım tavsiyelerde bulunulmuştur. Tüm maddeleri tek tek yazmak yerine aradan geçen 20 seneye yakın sürede şiddet olaylarının ne kadar önüne geçildiğini siz değerli okuyucularımızın takdirine bırakalım…

Cezalı tribünlerde kadın ve çocuk sesi

TFF tarafından yapılan açıklamada kadınların ve 16 yaş altı çocukların müsabakalara ücretsiz girme projesi 30 Eylül-3 Ekim 2011 tarihlerinde oynanan Spor Toto Süper Lig 5. Hafta maçları ile hayata geçti. Bu proje ile kadınlar ve 16 yaş altı çocuklar Spor Toto Süper Lig maçlarını ücretsiz izledi ve bilet bedelleri TFF tarafından karşılandı.

Buradaki amaç tribün kapatma cezası alan takımların, TFF tarafından belirlenen tribünlere kadın ve çocuk seyirci alarak futbola olan ilgiyi arttırmak, şiddeti engellemek ve ailelerin rahatlıkla izleyebileceği müsabaka ortamları oluşturmak olduğu söylenebilir.

Vaziyet böyle olsa da TFF yönetim 14.07.2014 tarih ve 46 sayılı toplantısında ani bir karar alarak kadın ve çocuk taraftarların seyircisiz oynanan müsabakalara ücretsiz olarak girmesi uygulaması rafa kaldırıldı ve kadın ve çocuk taraftar devri sone erdi.

Fair Play ruhu

Bir ahlak kavramı ve eğitim ilkesi olarak kabul edilen hoşgörü, centilmenlik, iyiyi ve güzeli takdir etme, saygı- sevgi gibi insan özünü ifade eden fair-play kavramının  okul sporu aracılığıyla bireylere kazandırılması, sporun geleceği açısından önem taşımaktadır. 40 yılı aşkın süredir görev yapan TMOK Fair Play komisyonu ülke genelinde yaptığı çalışmalarla fair play ödülleri vermekte, karikatür, kısa film ve fotoğraf yarışmaları vb. etkinlikler düzenleyerek fair play’i toplumumuza bir yaşam tarzı olarak benimsetme yolunda çaba göstermektedir.

Bu kapsamda Türkiye’de uygulanmakta olan ilk ve ortaöğretim beden eğitimi ders programlarında beden eğitimi derslerinde fair play davranışlarının hangi öğrenme etkinlikleriyle nasıl kazandırılacağı detaylı bir şekilde ele alınarak ifade edilmelidir. Özellikle beden eğitimi dersi ve öğretmenleri bu konuda desteklenerek fair play ruhunun henüz çocukluk yaşlarda kazandırılması desteklenmelidir. Çocukların okulda spor yaparken ya da oyun içerisinde kendi ve rakip takım oyuncularına saygılı olma, başarılı olduğunda aşırı öğünmeme, kazanmak için kural dışı yollara başvurmama vb. duyguları yaşayacağı ve bu duyguları nasıl yöneteceği önem arz etmektedir.  Olimpiyatlarda giden yolun okullardan geçtiği unutulmayarak, çeşitli proje ve çalışmalarla okullarımız daha aktif kılınmalı ve desteklenmelidir.

Futboldan sonra voleybolda da şiddet

Spor camiasında Halil Umut Meler’e yapılan saldırının yankıları sürerken son zamanlarda kadın voleybolunda yaşanan şiddet olayları, sporda şiddetin yer-mekan, branş tanımadığının adeta bir göstergesi. Özellikle kadınlar voleybol 1. Liginde Adana İmamoğlu-Malatya Nicer Hotel voleybol takımları arasında yaşanılanlar futbol sahalarını adeta geride bıraktı. Taraflar birbirleri hakkında suç duyurusunda bulunurken voleybol federasyonunun bu ve benzeri olayların önüne geçebilmek için neler yapacağı merak konusu.

Özetle dünyada ve ülkemizde tür ayrımı yapılmadan spor müsabakalarında, spor sahalarında yaşanan şiddet eylemlerinin gittikçe artan boyutlara ulaşması ve durumun toplumsal huzur ve güvenliği sarstığı bir gerçek.  Çözüm olarak şiddetle mücadeleyi sadece spor alanlarında değil toplumun tüm kesimlerinde uygulamalı ve bunun yolunun eğitimden, geçtiğini unutmamak gerekir…

Instagram

Facebook

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir