Günümüzde insan yaşamında önemli bir yere sahip olan ve geniş kitlelerce takip edilen spor, toplumun her kesiminden gördüğü bu ilgi ve destekle beraber, bazı toplumsal sorunların çıkmasının da nedeni olarak gösterilmektedir. Bunlar arasında; fanatizm, holiganizm, şiddet ve saldırganlık yer almaktadır.
Fanatizimle beraber, seyirciler normal yaşamlarının dışına çıkarak, farklı kimliklere bürünmekte ve spor müsabakalarını bu kimliklerle izlemekteler. Değişen bu kimliklerle beraber futbol müsabakaları, kişilik değişikliği ve çeşitli dış uyarıcıların etkisiyle tasvip edilmeyen birtakım olayların yaşandığı ortamlar haline gelmeye başlamıştır.
Sporda şiddet tüm dünyada ve ülkemizde yıllardır süregelen bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sporda şiddet ve düzensizlik yasası
Ülkemizde sporda şiddeti önlemek ve düzeni sağlamak amacıyla 2004 yılında 5149 sayılı Yasa çıkarılmıştır. Bu yasanın uygulanmasında yaşanılan aksaklıklar ve eksiklikler neticede olumlu sonuçlar getirmemiş, sporda şiddet ve düzensizlik bu yasanın yürürlükte olduğu dönemde de devam etmiştir. Bu yetersizlikle beraber 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun, yeniden yapılandırılarak yürürlüğe girmiştir.
Bu kanunla müsabaka öncesi, esnasında ve sonrasında spor alanları ve çevresinde yaşanabilecek olumsuzlukların önlenmesi amaçlanmıştır ve bu doğrultuda kişilerin, kurum ve kuruluşların görev ve sorumlulukları ifade edilerek, sorumluluklar yerine getirilmediğinde uygulanacak cezai işlemler detaylı bir şekilde anlatılmıştır.
Bu kanun kapsamına giren suçlardan dolayı yargılama yapmaya Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ihtisas mahkemesi olarak görevlendireceği sulh veya asliye ceza mahkemeleri yetkili olup, idari para cezasına ve diğer idari yaptırımlara karar vermeye, Cumhuriyet savcısı yetkilidir.
Avrupa sözleşmesi
Avrupa Konseyi’nin “Spor Karşılaşmalarında Özellikle de Futbol Maçlarında Seyirci Şiddeti ve Kötü Davranışı Konusunda Avrupa Sözleşmesi” 25-09-1986 tarihinde Strazburg’da tüm Avrupa Konseyi Ülkelerince imzalanmış, bu sözleşmenin ülkemizce de imzalanması 3608 sayılı Kanun ile uygun bulunmuştur.
Sözleşmenin uygulanmasına yönelik 15-17 Kasım 2000 tarihinde ülkemiz ile yapılan istişari ziyaret raporunda futbol müsabakalarında şiddet eylemlerine yönelik büyük riskler olduğu ifade edilmiştir.
Ve bu doğrultuda söz konusu raporda birtakım tavsiyelerde bulunulmuştur. Tüm maddeleri tek tek yazmak yerine aradan geçen 20 seneye yakın sürede şiddet olaylarının ne kadar önüne geçildiğini siz değerli okuyucularımızın takdirine bırakalım…
Cezalı tribünlerde kadın ve çocuk sesi
Fair Play ruhu
Bir ahlak kavramı ve eğitim ilkesi olarak kabul edilen hoşgörü, centilmenlik, iyiyi ve güzeli takdir etme, saygı- sevgi gibi insan özünü ifade eden fair-play kavramının okul sporu aracılığıyla bireylere kazandırılması, sporun geleceği açısından önem taşımaktadır. 40 yılı aşkın süredir görev yapan TMOK Fair Play komisyonu ülke genelinde yaptığı çalışmalarla fair play ödülleri vermekte, karikatür, kısa film ve fotoğraf yarışmaları vb. etkinlikler düzenleyerek fair play’i toplumumuza bir yaşam tarzı olarak benimsetme yolunda çaba göstermektedir.
Bu kapsamda Türkiye’de uygulanmakta olan ilk ve ortaöğretim beden eğitimi ders programlarında beden eğitimi derslerinde fair play davranışlarının hangi öğrenme etkinlikleriyle nasıl kazandırılacağı detaylı bir şekilde ele alınarak ifade edilmelidir. Özellikle beden eğitimi dersi ve öğretmenleri bu konuda desteklenerek fair play ruhunun henüz çocukluk yaşlarda kazandırılması desteklenmelidir. Çocukların okulda spor yaparken ya da oyun içerisinde kendi ve rakip takım oyuncularına saygılı olma, başarılı olduğunda aşırı öğünmeme, kazanmak için kural dışı yollara başvurmama vb. duyguları yaşayacağı ve bu duyguları nasıl yöneteceği önem arz etmektedir. Olimpiyatlarda giden yolun okullardan geçtiği unutulmayarak, çeşitli proje ve çalışmalarla okullarımız daha aktif kılınmalı ve desteklenmelidir.
Futboldan sonra voleybolda da şiddet